Dedemin Haşim Veli isminde, evliya olan bir arkadaşı varmış. Bu arkadaşı bir yaz mevsimi Çalıbağ’a dedemin yanına ziyarete gelir. Orada birkaç gün kalarak sohbet ederler, hasret giderirler. Nihayet gideceği sırada dedeme:
—Hüdaî, ben senin için beyit (şiir) söylemek istiyorum. Sen de benim için söyleyeceksin, der. Aralarında böyle tatlı bir anlaşma yapıldıktan sonra, önce Haşim Veli başlamış söylemeye:
Mucizât-ı Mustafa’dır bu Kur’an
Görmedi böyle kitap devr-i cihan
Ne kadar meth eylesem azdır ona
Bunca kullar muhtaçtır Ya Rab sana
Duyarsın canan ilinden hoşça ses
Ağlamak canan kokusun bir nefes
Dilersen hak yolda can vermeye heves
Mesnevi-yi Ma’nevi’yi oku pes
Ne kadar meth eylesem azdır ona
Bu kadar der,Haşim Veli sana
Sıra, dedemindir ve o da Haşim Veli’ye şöyle bir dörtlükle karşılık verir:
Rahim Allah Rahim eyle
Abdülkadir Geylani’ye
Bir selâm yolladım ona
Yol versin Haşim Veli’ye