Kerbela

Görmeden âşık olmuşum Muhammed’in adına
Ey Hüdâ’m beni kavuştur âline ashabına
Duysanız can mı dayanır Fatıma’nın feryadına
Nasıl kıydın ey Yezit, Ali evladına
Öyle hakaret mi olur âline ecdadına
Ne yüz ile sen varacaň ol Rasül’ün katına

Çektin asker, bindin ata, Şâh’tan aldın meydanı
Zulumette koyayazdın ey Yezit sen cihanı
Kestiler kellelerin yere akıttın kanı
Ol kanda türlü koku var hem de cennet reyhanı
Sabah ol mahşer gününde kurarlarsa divanı
Allah’ına kul olanlar seyreder ol meydanı

Kestiler kellelerini, kana gark oldu gubar
Vurdular darbelerini, dîdeleri kan ağlar
Nerde Ali, nerde Abbas, ol çalınan zülfikar
Yerde gökte cennet ehli karalar bağladılar
Duysanız can mı dayanır sübyanlar feryadı var
Kanlı gömlek elinde Fatıma-yı Zehra da var

Ey Yezit! Senin elinden, dedi kavmin el-aman
Her tarafı asker doldu, kurdular ulu divan
Ol Hüseyin’in zahminden ağlaşır bütün cihan
Ol Rasül’ün ruhu geldi, görünür ona âyan
Hem Ali hem de Abbas geldi, ol Hamza pehlivan
Kestiler kellelerini Şam’a oldu armağan

Ey Yezit! Devran-ı dünya… Sana kalır mı cihan?
Ey Yezit! Senin kalbinde yok mu zerrece iman?
Toplandı Hüseyin kavmi, yola oldular revan
Zulmet bürüdü cihanı, kara oldu âsuman
Bu hâli böyle görünce sızlaşır bütün cihan
Diktiler süngüde kelle, ol Yezit’e armağan

Feryad figan ediyor hem de ol şahın hanesi
Zulumette koyayazdın güneşin pervanesi
Hem sedeften halk olundu hem de ol dürdanesi
Gökte melekler ağlaştı, kalmadı bir tanesi
Vurdular zahimlerini, sızlıyor şah yaresi
Susuzluktan şehit oldu ol ciğerler pâresi